Biga Ağustos 2014




Yazan: Akın Öğretici

Tirendâz grubu olarak 15-17 Ağustos 2014 tarihleri arasında Çanakkale’nin Biga ilçesinde düzenlenen Biga Sancak Beyi Osman Bey Okçuluk Müsabakalarına 23 kişilik bir katılım gerçekleştirdik. Bu sene düzenlenen yarışma, Biga’da aynı isimle gerçekleştirilen dördüncü yarışma olma özelliğini taşıyor ve grup olarak katılım sağladığımız ilk yarışma.

15 Ağustos akşamı, katılımcıların kendi imkanlarıyla gelip yerleştikleri Biga ve civarındaki muhtelif konaklama tesislerinden organizasyon tarafından alınarak, Tirendâz, Talimhâne ve Altınyay okçuluk gruplarının konaklamakta oldukları Çan’da bulunan Kale Seramik Sosyal Tesislerine getirilmesiyle başladı. Biga Kaymakamlığı bizi çok iyi ağırladı diyebiliriz. Onca insanın konaklama dağıtımlarının nasıl yapıldığına dair bir bilgim olmasa da içimizde bizim gruba şahane bir iltimas geçildiğine dair hissiyat oluştu :) İlk akşam bizim kaldığımız tesislere getirilen yüzlerce katılımcı bir yandan yemeklerin, bir yandan da uzun zamandır özledikleri arkadaşlarıyla sohbetin tadını çıkarırken resmi açılış konuşmaları başladı. Bu tip diğer büyük bütçeli organizasyonlara nazaran kısa süren açılış konuşmalarının ardından çeşitli müzik ve danslar sergilendi. Gösterilerin ardından Biga Kaymakamı Fatih Genel tarafından sahneye davet edilen her ülkeden birer temsilci, günün anlam ve önemine dair birkaç söz söyledi ve akşam yemeğinin resmi kısmı bu şekilde sonlandı. Tabii ki gece henüz bitmemişti, dolayısıyla Tirendâz ailesi olarak aynı tesisteki çardaklardan birini doldurduk ve bir yandan diğer şehirlerden gelen özlediğimiz Tirendâzlarla hasret giderirken, bir yandan da Karamanlı Osman hocamızın ney performansının keyfini çıkardık.

16 Ağustos sabahı erkenden -yarı kostümlü olarak- yaptığımız kahvaltının ardından yarışmanın yapılacağı Biga’nın Çınarköprü köyünün yolunu tuttuk. Burasının seçilmesinin -fiziksel şartlar haricindeki- sebebi, Büyük İskender’in Perslerle yaptığı Granikos savaşının burada gerçekleşmiş olması. Organizasyonun üçüncü gününde bu savaşın bir canlandırılması da ayrıca yapıldı. Yarışma alanı çevresi ağaçlarla çevrili, bol gölgelik alanı bulunan, atlı okçuluk için de elverişli bir parkura sahip bir ortamdı. Kalabalık katılımcı ve seyirci kitlesinin sıcaktan etkilenmemesi için çoğu yere fazladan birçok tente de kurulmuştu, ama her şeye rağmen yine de yanmaktan kurtulamadık :) Alanın bir kısmında yer okçuluğu müsabakası yapılırken, bir diğer tarafta da atlı okçuluk yarışmaları yapılmakta ve katılımcılar da bunların her ikisini de bulundukları yerden seyredebilmekteydi. Katılımcı sayısının fazlalığı sebebiyle uzun süren yaya ve atlı okçuluk yarışmalarının molalarında yarışmacılar hem dinlenme, hem de bol bol Facebook fotoğrafı çektirme imkanı buldular :) . Yaya okçuluğu müsabakasında “hareketli puta” denilen aşamada 30-45-60-75-90 metre uzaklıklardaki putalara yakından başlayarak toplam 12 ok atıldı, putayı vuran daha uzaktaki putaya kalan oklarını atmaya devam etti. İkinci aşamada sabit 90 metre putaya atış yarışması oldu. Üçüncü olarak da menzil atışı yapıldı. İkinci ve üçüncü aşamalar katılımcı sayısının fazla olması dolayısıyla daha geç saate kaldı. Sabah erken saatten itibaren sıcak ve yorgunluğa maruz kalan bir çok Tirendâz üyesi, bu yarışmalara katılmak yerine otellerine dönüp dinlenmeyi ve sohbete devam etmeyi tercih ettiler.

Burada hemen küçük bir parantez açıp bir kutlama yapmamız gerekiyor. Yarışmaya Eskişehir’den katılan ve sadece kısıtlı bir süre çalışma yapabilmiş olan Aybike Kaymaz, hareketli puta kadınlar kategorisinde 4. olarak göğsümüzü kabartıp, hem azmi hem de mütevazi kişiliğiyle gönüllerimizin şampiyonu olmayı başardı. Daha düne kadar Domaniç’te fotoğrafçılığımızı yaparken bu kadar kısa sürede uluslararası bir yarışmada 4. olabilecek bir gelişme gerçekten de takdire şayan bir başarı öyküsü. Bu vesileyle Tirendâz’ın gerçek ruhuna ve metoduna sadık kalarak, hem iyi bir okçu hem de iyi bir insan yetiştirmesinden ötürü Mustafa Serdar Tekçe abimi de kutluyorum.

17 Ağustos pazar günü sabahı da yarışma alanında toplu bir kahvaltı düzenlendi. Daha çok gösterilere ayrılmış olan bu son gün de, Kazak at canbazlarının gösterileri ve Granikos savaşının tarihi canlandırması gibi görsel şenliklerle sona erdi. İstanbul’a erken dönmek zorunda olduğumdan bu gösterileri izlemek imkanı bulamadım, ancak internette fotoğrafları bulabilirsiniz benim gibi :) .

Sonuç olarak, fazlasıyla keyif aldığım 3 gün geçirdik (şahsen yolda da çok keyif aldım ben :) ). Uzun zamandır görmediğimiz dostlarımıza doyduk, yeni dostlar edindik, bazılarımız yarışma deneyimini tattık, bazılarımız Facebook’u fotoğraflarımızla doldurduk, ama sonuç olarak çok eğlenceli ve faydalı bir haftasonu geçirdik. Bu gibi etkinlikler, Tirendâz açısından önemli adım taşlarıdır, bir taşı daha başarıyla adımlamış olduk. Katılan, katılacağını söyleyip gelmeyen, katılmamıza vesile olan ve katılmak isteyip de katılamayan herkese teşekkür ve saygılarımla.

Hep beraber daha nice yarışmalara.

Etkinlikten görüntüler:

Albüm