5-6 Ağustos 2017 Polonya Geleneksel Okçuluk Şampiyonası





Polonya Geleneksel Okçuluk Federasyonu’nun 5-6 Ağustos tarihleri arasında düzenlediği, yaklaşık 204 yarışmacının katıldığı ‘Polonya Geleneksel Okçuluk Şampiyonası’na Tirendaz grubundan,
Dr.Murat Özveri, Ozan Uluğ, Harun Deniz ve İrem Deniz olarak katılım sağladık.

4 Ağustos Cuma günü sabah İstanbul’dan hareket ettik. Yarışma Polonya Geleneksel Okçuluk Birliği tarafında düzenlenmişti ve ulusal bir şampiyona olma özelliğine sahipti. Yine de Türk ekibi gibi Almanya, Slovakya, Ukrayna, Yunanistan, Macaristan gibi ülkelerden de temsilciler misafir ediliyordu. Varşova Havaalanı’ndan, bu işlerde adet olduğu üzere, gönüllü olarak bizi Golub şehrine taşıyacak olan bir okçu, Dr. Piotr Kosiorek tarafından karşılandık.
Yarışmanın gerçekleşeceği Golub-Dobrzyn şehrine doğru yaptığımız 3 saatlik yolculuk, bu hoşsohbet entellektüel ile bir hayli zevkli ve kolay geçti. Şehre vardığımızda, sevgili dost Adam Radziun bizi karşıladı. Ve bir de eşsiz güzellikteki ‘Zamek Golubski’, Golub Kalesi! Şehre hâkim bir tepenin üstündeki kale 600 yıllık Gotik bir kale! Bu kalede kalacağımızı öğrendiğimizde, çocuklar gibi neşelendik.
Şehirde yapılan resm-i geçit için geç kalmıştık. Valizleri odamıza yerleştirirken, tarihî kostümleri içinde kale yolunu tırmanan katılımcıları gördük. Açılış seremonisine yetişemediğimiz için üzülmüştük fakat asıl parti akşam saatlerindeydi! Alevli ok atışı, havai fişek gösterisi ve sosis partisine katılarak harika zaman geçirdik. Organizasyonu büyük bir emek ve titizlikle gerçekleştirmiş olanların başında yer alan sevgili dostumuz Karol Pisarkiewicz ve diğer eski dostlarla bir araya geldik. Meşguliyetlerine rağmen üç beş laf edip hasret giderdik.

Ertesi gün (5 Ağustos Cumartesi) sabah saat 10.00 da yarışma başladı. Yarışma 3 ayrı etapta her etapta 16’şar hedeften oluşuyordu. İki günlük yarışmada ilk gün iki parkuru tamamlamak gerekiyordu. Öğlen arasında, kalenin içinde ve hemen önünde hazırlanan geleneksel Leh çorbası yeniyor, istenirse kalenin içindeki restorandan yiyecek ve içecek temin edilebiliyordu. Hedefler saha okçuluğu hedefleri, 3-B hayvan hedefleri ve teknik beceri gerektiren (hareketli hedefler, hızlı gezleme vs.) hedeflerden oluşuyordu. İlk gün sabahtan akşama kadar 32 hedefte yarıştık ve arazi şartlarının da etkisiyle bayağı bir yorulduk. Bu sebeple, yarışmada okçuluk becerisinin yanında fiziksel dayanıklılık da çok önemliydi.

Yarışma özenle hazırlanmıştı ve çok zorlu hedefler içeriyordu. Hattâ bazı hedefler okçuyu ters elle atış yapmaya zorlamak üzere tasarlanmıştı. Piotr Chrescionko’nun üreticis olduğu 3-B hayvan hedefleri ustaca orman içine yerleştirilmiş, ormanın hemen yanındaki büyük otlakta Kore geleneksel hedefi gibi uzun mesafe hedefleri yer almıştı. Kalenin etrafında hareket eden ve teknik zorluklar için hedefler vardı. Bir kısmı şövalye silueti şeklinde olan bu hedeflerde ok atmak, Polonya gotik mimarisinin güzel örneklerinden olan Golub Kalesi’nin yarattığı büyüleyici atmosferde ayrı bir zevk ve ayrıcalıktı.

Yarışmanın ilk gününün akşamında, lezzetli yemekler yiyip eskiden tanıdığımız ve yeni tanıştığımız dostlarımızla sohbet etme imkanı bulduğumuz büyük bir yemek organizasyonu vardı. Bir gece önce, açılış partisinde ve hem de ateş başında dinlediğimiz harikülâde Polonya halk ezgileri, burada da çalındı, söylendi. Kulağa çok hoş gelen Polonya geleneksel müzikleri, ikinci gün yarışma sonrasında da bir mini konser olarak karşımıza çıkacak, bizi mest edecekti.

Yarışmanın ikinci ve son günü (6 Ağustos Pazar) sabahı yine saat 10.00 da 16 hedeften oluşan 3.parkurda ok attık. Hafta sonumuz okçulukla, eğlenceyle, arkadaşlıkla dolu dolu geçti. Öğleden sonra ödül töreni ile kapanış yapıldı.

Polonya’da kaldığımız süre boyunca çok güzel dostlar edindik ve ustaca hazırlanmış yarışma parkurları bizim için eşsiz bir deneyim oldu. Bizi davet eden, inanılmaz bir misafirperverlikle ağırlayan Polonya Geleneksel Okçuluk Birliği’ne ve organizasyon için insanüstü bir gayret sarf eden herkese, özellikle de sevgili dostlarımız Karol ve Kasia Pisarkiewicz, Darek Psiuk, Piotr Chrescionko’ya tekrar tekrar teşekkür etmeyi borç biliriz.

Fotoğrafları görmek için tıklayınız